İki seçenekli dünya lideri :
ABD…
Çin…
Hindistan, Brezilya, Rusya gibi yükselen ülkeleri de unutmayalım.
Diyelim ki, AB kısa sürede Euro Bölgesi’nde ekonomik sorunları halletti.
O zaman, “Küresel dengeler nasıl olur?”
Küresel denge hesapları günümüzde;
‘Gemisini kurtaran kaptan’ hesabına döndü.
ABD, Irak macerasından karlı çıktı mı?
Peki Arap Baharı’ndan umduğunu buldu mu?
Sanmıyorum.
Çin, siyasi sorunlarını halledip ekonomideki yavaşlamayı önleyebildi mi?
Hindistan iç işleri ile meşgul, Rusya seçim derdinde.
Huzurlu toplumlarının huzuru kaçmış durumda.
Nitekim Meksika ve Asya krizlerinde ekonomik krizi sonlandıran ABD,
kendi piyasalarında huzurlu ortamı göremez oldu.
Euro Bölgesi’ndeki kriz, bu gidişle uzun süre devam eder.
Türkiye’nin büyüme hızı ise bu krizden çok olumsuz etkilenecektir.
Ayrıca, içine düşülen BOP çukuru, stratejik ortaklık,
seçimle bitecek bir rüyadan uyanamamanın sancıları.
Ya seçim sonrası ABD’nin durumu?!…
Cezaevine gönderilen eski Genel Kurmay Başkanı,
‘Keser döner, sap döner’ hesaplarına bakılmadan oluşan,
Tutukluluk ile cezanın iç içe girdiği anlaşılması güç hukuk sistemi.
Yabancı basının dilinden, gericilikle laikliğin çekişmesi!…
Komşularıyla bir bir ticari ilişkileri kilitlenen Türkiye de bunca derdin ardından,
Huzuru arayanlar kervanına katılan ülkelerden oldu.
İki seçeneklilikten çok seçenekliliğe geçen dünya liderliği:
Amerika sonrası dünya büyük güçlerin varlığıyla uğraşamayacak.
Her koyunun kendi bacağından asılacağı bir döneme giren yaşlı kürede;
Maliyetler arttı, iç savaşlar arttı, doyumsuz insan unsurunun sorunları arttı.
Küresel patronluğa aday olan ülkelerin, sınırları dışında pek de etkisinin olmadığını,
Ekonomilerinin büyümeye devam etmesine rağmen,
Kendi sorunlarıyla boğuşmakta olduklarını Sağır Sultan bile duymadı mı?
Duydu!…
O halde küresel güç kim?
Sensin,
Sizlersiniz,
Tüm insanlık!…