Öne çıkanlar
Erhan Yurdayüksel: Kıtlık…

Erhan Yurdayüksel: Kıtlık…

Neredeyse hepimizin uzaklarda bir yerlerden farklı hikayelerimiz vardır.

‘Hani tam burada bir bahçe vardı. İçinde çok güzel mandalin ağaçları olan!

Ben o bahçede kuş seslerini dinlerdim.

Ya o hiç unutamadığım mandalin-portakal, limon ağaçlarının kokusu.

Tertemiz bir göl ve o gölden yakalanan kefallerin lezzeti…

Beni o bahçeye götürün desem!

Boyunlar bükülür.

O bahçenin içine yapılan kat kat beton yığınlarına bakarız çaresizce.

Sizin de betonlaşan bir bahçe, tarla, mera, veya yaşam alanlarınızla ilgili hikayeleriniz vardır elbette.

Akşam oturup diziye bakarken farklı dünyalara gidip avunuyorsun!

Ama her akşamın bir sabahı olduğu gibi sabahleyin kalkıyorsun ki gıda ürünleri 2-3 kat zamlanmış.

Zam haberleri beton sevdalılarını ilgilendirmiyor belki ama İngiltere’de dünyanın en büyük gübre üreticilerinden birinin CEO’su televizyonda heyecanla konuşuyor;

“Bu gerçekten korkutucu, bir gıda kriziyle karşı karşıyayız ve savunmasız insanlar çok sert vuruluyor. Tüm dünyada gıda fiyatları artıyor ve bu durum birçok insanın cüzdanını etkiliyor. Ancak bazı insanlar için, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, bu sadece cüzdanla ilgili bir sorun değil, aynı zamanda bir ölüm kalım meselesi” diyor.

Niçin başınızı kaldırıp bakmıyorsunuz

Beton salonlarda konuşa konuşa açlığın neyini çözeceksiniz?

Ne ırmaklar, ne denizin mavisi, ne de göller kaldı Cennet Ülkemizde.

Sulak alanları kuruttular, tarlalara fabrikalar kurdular. Birer cennet köşesini andıran koylardaki ağaçları kesip beton yığınlarıyla doldurdular.

Ormanları yaktılar, yakmadan önce tapulara şerh koydular.

Köylüler anca uyandı! Hak-hukuk-adalet mücadelesi başlattılar.

FAO Hububat Fiyat Endeksi ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,2 arttı.

Küresel buğday fiyatları ise Kanada, Rusya Federasyonu ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere büyük ihracatçıların azalan hasadı ve küresel arzın daralması nedeniyle yüzde 5 arttı. Diğer tüm büyük tahılların uluslararası fiyatları da aylık bazda arttı.

Başınızı kaldırıp bakın!

Muğla’nın, Marmaris’in, Köyceğiz’in tablo gibi ormanlarına, Ege’nin zeytinliklerine, ağız tadıyla yediğimiz şifa kaynağı ‘çam balı’na ne oldu?

Göçmen kuşları bekledik ama gelmediler! Neden?

Teknoloji gelişiyor, baktığınızda araç gereçler gelişiyor, dünya değişiyor, gelişiyor ama maalesef beton kafalar bir türlü gelişmiyor aksine bu kafalar her gün biraz daha geriye gidiyor.

Fiziksel şartlar geçmişte belki kötüydü ama toplumun bir kültürü vardı, bir anlayışı, inancı vardı.

Kindar değildi toplum!

Böyle hoyrat bir ortam yoktu! İsrafı, talanı, yalanı günahı bilen tutumlu bir toplum vardı.

Her zamanki gibi sözüm meclisten dışarı dostlar ama maalesef israfçı bir toplum olduk.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan bir araştırma Türkiye’de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıdanın israf edildiğine işaret ediyor.

2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor.

Türkiye dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor.

Dünyada birçok ülke gibi; Türkiye’de de kıtlık sorununun ilk işaretleri çoktan görülmeye başlandı.

Dünya gıda fiyatlarını konuşurken, Türkiye adeta kısır tartışmalarla sürükleniyor.

Üretim yok, tüketim ve israf çok.

Kıtlık kapıya dayandı.

Ancak bu hikaye burada bitmez!..

Erhan Yurdayüksel
02.12.2021

Benzer yazılar