Öne çıkanlar
Erhan Yurdayüksel: Oynatmaya az kaldı…

Erhan Yurdayüksel: Oynatmaya az kaldı…

Aklımız salgında zamlarda.

Uykularımız kaçıyor.

Gecelerimiz çivili yatakta geçiyor.

Çivili yatak deyince aklıma neden Hint fukarası gelir dersiniz?

Fukara benzetmesi yapılan Hindistan’ın devasa genç dinamik nüfusu, pazar büyüklüğü, üretim-tüketim potansiyeli, 2030’da Çin ve ABD’nin ardından dünyanın en büyük 3. büyük ekonomisi, 2050’de de Çin’in ardından en büyük 2. büyük ekonomisi olacağı tahminlerini destekliyor.

OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) 2020 yılı verilerine göre, Hindistan 64 milyar dolarla Çin (212 milyar dolar) ve ABD’nin (177milyar dolar) ardından dünyada en fazla doğrudan yabancı yatırım çeken ülkesi oldu.

Her ne kadar Hindistan’da fakirlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik devam etse de, 2000 yılından beri Hindistan fakirliğin ortadan kaldırılması konusunda ciddi başarılar yakaladı. Dünya Bankası verilerine göre, 2011-2015 yılları arasında 90 milyon Hindistanlı mutlak fakirlikten kurtarıldı.

Göstergeler ekonomik temelli olarak Çin ile başlayan Asya’daki ve dünyadaki güç değişimi Hindistan ile devam edeceğine işaret ediyor. Önümüzdeki yıllarda Hindistan’ın ekonomik yükselişini küresel düzeyde daha net görebileceğiz.

***

Flüt çalarak sepetten dans eden kobra çıkartan Hint fakirleri…

Yılan oynatıcılığı, Mısır, Fas ve Tunus gibi Kuzey Afrika ülkeleri, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Sri Lanka, gibi Güney Asya ve Tayland, Malezya gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde de görülmektedir.

Yılan oynatıcılığının kökeni Antik Mısır’a dayandığı ve Mısır’dan Güneydoğu Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yayıldığı düşünülmektedir.

20. yüzyılda altın çağını yaşayan yılan oynatıcılığı 1972 yılında Hindistan’da kanunen yasaklandı.

Bugün Hindistan’daki yılan oynatıcılığı yok olma tehlikesi altındadır. Ayrıca bu tür gösteriler hayvan hakları savunucuları tarafından protesto ve eleştirinin hedefi olmaktadır.

Yılan oynatıcılığı, çalgıları (Güney Asya’da Pungi) çalıp yılanı hipnoz ederek gerçekleştirilen gösteri sanatıdır. Yılanlar elle taşıma, hokkabazlık ve sihirbazlık gibi diğer sokak performanslarında da olduğu gibi tehlikeli eylemlerde kullanılıyor.

Antik Mısır’da Uraeus, kobra yılanı hem tanrısal korumayı hem de krallara özgü bilgeliği temsil ederdi.

Kral kobra, dünyanın en uzun zehirli yılanıdır. Uzunluğu 6.7 metreye ve ağırlığı da 9 kilograma kadar çıkabilir.

***

Şimdi yılan ne alaka demeyin sakın.

Koca kobra yılanlarını sizce nasıl uysallaştırıyorlar?

Hipnozla!..

Yılan oynatıcıları bu konuda çok iddialı, ‘kral kobra’yı hipnozla ‘koyuna döndürürüz’ diyorlar.

Yılan oynatıcıları pungi çalıp kobra’yı hipnoz edebiliyorsa,

“İstikrar bozulmasın” diyerek;
Medya, tv, basın ve her türlü iletişim araçlarını ele geçirenler ne yapmaz?

Saçma sapan diziler, gerçek olmayan söylemler, haberler…

Birileri istediği gibi mikrofonu eline alıyor ve istediğini yapıyor, yaptırıyor!

Papağan gibi tekrarlanan üç korku sözcüğü ;
”Aman istikrar bozulmasın!’’

***

Hint fukarası, çivili yatak, papağan derken sıra sizce neye geldi?

Evet tabi ki ‘Hint kumaşı’na.

1612’de İngilizler Hindistan’ı işgal ettiler ve sömürmeye başladılar.

Dönemin usta çıkrıkçıları tarafından dokunan Hint kumaşları İngilizlerin ilk hedefi oldu.

İngilizler pahalı olan Hint kumaşının yerine kendi tekstil fabrikalarında ürettikleri kumaşları daha ucuza pazarladılar.

Fakat İngiliz kumaşları Hintliler tarafından pek ilgi görmedi.

Daha pahalı olmasına rağmen kendi yerli kumaşlarını tercih ettiler.

Bunun üzerine İngilizler Hint kumaşını piyasadan kaldırmak ve kendi ürettikleri kumaşları satabilmek için canice bir yönteme başvurdular.

El tezgahlarında kumaş dokumalarını ve düğüm atmalarını engellemek amacıyla Hintli çıkrıkçıların özellikle baş parmaklarını ve ellerini kestiler.

Parmağı kesilen ustalar dokuyamadığı için de Hint kumaşı bulunmaz oldu.

Böylece İngiliz kapitalizminin bir sonucu olarak “Bulunmaz Hint Kumaşı” deyimi ortaya çıktı.

Nereden nereye?

Hindistan’ın 30 yıldır sürdürdüğü reformlar ve büyüme oranları artık küresel ekonomide de dikkat çekmeye başladı.

***

“Bulunmaz Hint Kumaşı” deyimini günümüze uyarlarsak,

Hipnozdan bir an önce kurtulup,

Hiç kimsenin “Bulunmaz Hint kumaşı” olamayacağını anlamazsak,

‘”İki adım sonrasını göremezsek…’”

Bir Hint klasiği olan ‘Avare filmi’nin atmosferinden kendimizi kurtaramazsak!

Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede? Diye daha çok aranırız.

Erhan Yurdayüksel

08.12.2021

Benzer yazılar