´´Uzak doğuda doğdu… Dünya ikincisi oldu…´´
Çin, 2010 yılında Japonya´yı geçti.
ABD´den sonra dünyanın ikinci en büyük ekonomisine sahip ülkenin Çin olduğu resmen açıklandı.
Çin´in GSYİH´si önceki yıla kıyasla yüzde 9.8´lik büyüme kaydetti.
Resmi kaynaklarca açıklanan son verilere göre, Japonya´nın 2010´daki GSYİH´si 5.47 trilyon dolar, Çin´in ise 5.88 trilyon dolar oldu. ABD 14.6 trilyonluk ekonomik büyüklükle dünya liderliğini sürdürüyor.
Dünya ekonomi liginde Japonya, 1967 yılında Batı Almanya´yı geçerek dünya ikincisi olmuş ve 2010 yılında Çin´e bıraktığı ikincilik koltuğunu 43 yıl boyunca kimseye kaptırmamıştı.
Çin küresel ligde yaşamakta olduğu ikincilik gururuyla birlikte dünya sorumluluklarına karşı kayıtsız kalmadığını dünya kamuoyuna hissettiriyor.
Her çephede birincilik mücadelesi
Çin, ABD ile sanayi, askeri, jeopolitik ve neredeyse her alanda potansiyel rekabetin içinde yer alıyor. Japonya, ABD için bazı ekonomik alanlarda rakip olarak görülse de aynı zamanda bu ülke için jeopolitik ve askeri açıdan müttefik konumunda bulunuyordu.
Avrupa Birliğinin lokomotifleri, ekonomi liginde orta sıralara geriledi
Dünya´nın birçok yerinde kutlanan 14 Şubat ´Sevgililer Günü´ AB´de buruk kutlandı. Yaşanmakta olan ekonomik kriz AB´de aşıkların bu yılı mütevazi hediyelerle ya da hediyesiz geçirmelerine neden oldu.
Belçika´da pırlantalı sevgililer gününe alışkın aşıklar ise sevgililerine; ´Pırlanta yoksa hiçbir şey yok!´ eylemi uyguladılar…
İspanya´daki Bağımsız Tüketiciler Federasyonu (FUCI), Sevgililer Günü´nde İspanyolların yüzde 48´inin sevgililerine hediye alamadığını açıkladı.
Açıklamada, 2008 yılının 14 Şubat´ında İspanyolların sadece yüzde 5´inin sevgilisine hediye almayacağını söylerken, bu oranın 2009´da yüzde 24´e, 2010´da yüzde 40´a ve 2011´de yüzde 48´e çıktığı kaydedildi.
AB´de sevgililerin hediyesine kadar hissedilen ekonomik krize karşı yeni önlemler alınıyor. Özellikle AB´de bankalara tek elden düzenleme geliyor olması bazı finans çevreleri tarafından olumlu karşılansa da bankacıların çoğu bu ortak düzenlemelerin yenilikçiliği ve rekabeti ortadan kaldıracağı yönünde eleştiri getiriyorlar.
AB küresel ekonomi liginde üst sıralara çıkmaktan çok bulunduğu yeri korumaya çalışırken dünya yıldızı olmanın yolunun üretimden geçtiği gerçeğini herkes kabullenmiş durumda.
Sözün özü ;
´Dünya yıldızı´ lafla değil üretimle olunuyor…