Öne çıkanlar
Erhan Yurdayüksel: Karanlıklar içinde…

Erhan Yurdayüksel: Karanlıklar içinde…

Yolda giderken tarlanın ortasında bir dev pervane gördüğünüzde ne yaparsınız?

Öyle bakarsınız uzun uzun.

Etrafta başka kaç tane var, dört beş on?

Tarladaki pervanenin rengi beyaz.

Dönüyor.

Oraya nerelerden ve nasıl getirildi?

Dik çatılı sevimli bir değirmen değil ki bu.

İnsan tarlanın ortasına, tepelere niye bunu yapar?

Bir bildiği var ki tarlaya dikmiş pervaneleri yapan!

Belki hidroelektrik, termik, nükleer gibi santrallere alerjisi vardı, yenilenebilir enerjiye dikkat çekmek istiyor, ama derdini kimselere anlatamıyordu. O yüzden mi kocaman pervaneleri, güneş panellerini dikmiştir, dizmiştir tarlaya?

***

Korona virüsü salgını ile birlikte dünyanın neredeyse her yerinde temiz enerji faaliyetleri başladı.

Mesela;

Danimarka, Kuzey Denizi’nde ilk aşamada üç milyon konutun elektrik ihtiyacını karşılayacak dev bir enerji adası inşa edecek. Ülke tarihinin en büyük inşaat projesi olan ada 18 futbol sahası büyüklüğünde olacak.

Bu projenin ilerleyen zaman diliminde üç katına çıkarılabileceği belirtiliyor.

200 dev rüzgâr türbini için bir merkez olarak hizmet verecek ada kıyıdan 80 kilometre uzaklıkta inşa edilecek, tesisin 2033 yılında devreye girmesi bekleniyor.

Yeni adanın enerji üretme kapasitesi 3 gigavat olacak. Kapasitenin zaman içinde 10 gigavata çıkarılması hedefleniyor, tesisin proje maliyetinin ise 34 milyar dolar olacağı hesaplanıyor.

Burada üretilen elektriğin Belçika, Hollanda ve Almanya’ya da verilmesi planlanıyor.

Adanın ayrıca gemicilik, havacılık, sanayi ve ağır yük taşımacılığı sektörüne yeşil hidrojen sağlayabileceği belirtiliyor.

Danimarka, yürürlükte olan İklim Yasası uyarınca 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 70 azaltma 2050 yılına kadar da karbon-nötr bir ülke olmayı hedefliyor.

Hükümet geçen yıl Kuzey Denizi’ndeki tüm yeni petrol ve gaz arama faaliyetlerini sona erdireceğini açıklamıştı!..

Danimarka, bu dev tesisle haritayı değiştiriyor!..

***

Dereleri kurutup hidroelektrik santralleri kurmak,

doğaya zehir saçan termik santrallere ruhsat vermek,

her yeri oynak zemin üstüne telafisi mümkün olmayan tehlikeyi göze alıp nükleer santralleri yapmak, cennet vatan topraklarını katletmek, neyin özlemidir?..

Ben biliyorum; Boğaziçi’ndeki öğrencilere, doğa katliamına dur diyen köylülere, ‘ülkeme borcum var’ deyip mahkemelerde doğayı savunan gönüllü avukatlara, temiz bir dünya uğruna mücadele verenlere kızıyordur gözleri hırs bürümüş yöneticiler, yetkililer, para sahipleri ve yandaşları.

Çünkü onlar “doğa yerine dolarları”ı görüyorlar.

İnsan niye tarlaya nükleer santral yapar?..

Gelişmiş ülkelerde ki kapanan nükleer santrallerin karşıtı mı?..

Yoksa kendini arayan yaşamların geleceklerinden vazgeçme fotoğrafı mı?..

Belki de o biziz:

‘Nükleer’in ışığında aydınlık yalanlarına kapılıp çocuklarımızı, geleceğimizi hiçe sayarak karanlıklar içinde kaybolan!..

***

*Koronavirüs salgını boyunca bizler için canları pahasına mücadele veren

Sağlık Çalışanlarına Minnet Borçluyuz…

Erhan Yurdayüksel

05.02.2021

Benzer yazılar