Teşvik, hibe, uzun vadeli yurtdışı kredisi.
Devletin, Türkiye´nin kalkınması için açtığı kapılardan bazıları.
Yıllar öncede başta ulaşım olmak üzere değişik yatırımlara teşvikler verilmişti.
Bu teşvikleri hakkıyla kullananların yanında çıkarları uğruna kullananlar çoğunluktaydı.
Hazırladıkları sahte belgeler, teminat olarak gösterilen heyelan bölgesine ait değersiz tapular.
Üç kişinin bir araya gelip akıllarınca devleti dolandırmak için kurdukları şebekeler.
Kredi kurumlarının bazıları o dönemlerde ödenmeyen krediler yüzünden otobüs çöplüğüne dönmüştü.
Çoğu teşvikle ithal getirtilen araçlardan zarar gören yine devlet oldu.
Devleti dolandırmak için şebeke kuran çıkarcı çakallar,
Kredi kurumlarının yetkililerine zorla senetler imzalatıp, mafyavari adamlarla tehdit ettirip, rüşvetler verip işlerini gördürmeye kalkıştılar.
Yaşanan ve şahit olduğum olaylardan bazılarıydı bunlar.
Bu soysuzlar, milyon dolarların havada uçuştuğu dönemlerde devleti soymak için neler yapmadılar ki.
Daha sonraki yıllarda AB fonlarıyla birlikte çıkarcı sahtekarların yine faaliyete geçtiği bir başka dönem başladı.
AB parayı sokakta bulmuşta önüne gelene hibe ediyormuş anlayışıyla çıkarcı çakallar tarafından hazırlanan hayali projelerin çoğu uzmanların dikkatinden kaçmayıp çöpe gitti.
Cumhurbaşkanı Abdullah gül tarafından,
´Ülkemizde ne kadar yenilik üretiyoruz? AB ile 6´ncı Çerçeve Program´a Ar-Ge´ye dayalı projeler için peşin olarak 250 milyon avro yatırdık, sadece 52 milyon avroluk fon kullanabildik´ şeklinde yapılan açıklamada acı gerçekler bir kez daha dile getirildi.
Ülkemizde bulunan üniversitelerimizin ise AB fonlarıyla ilgili bugüne kadar hazırladıkları projeler malesef AB´ye yeni katılan küçük ülkelerde mevcut bir, iki üniversite tarafından hazırlanmış projeler kadar.
Ciddi kurum ve kuruluşlarımız, üniversitelerimiz neden yenilikler üretmezler?
AB fonlarını kullanmak için neden projeler hazırlamazlar?
Neden meydan ülkemizi küçük düşüren çakallara bırakılır?
Karanlıkta izini belli etmeden sinsice sessiz, sedasiz avını yakalamaya çalışırken ülkesine zarar veren bu ´çakalların sessizliği´ne, hainliğine ve vurdum duymazlığına neden izin verilir?
Neden?