Avrupa’nın neresinde yaşarsan yaşa, Türkiye’de ‘Almancı’dır lakabın…
Son günlerde basın sayesinde genelleme yapılınca oluverdin ‘Gurbetçi’
Memleketinden uzaklarda sıla hasretiyle yanar tutuşursun..
Türkiye’de yatırımlar yaptın kiracıların var..
Kiracından zam istedin, kiracın düşmanın oldu,
verdi seni mahkemeye..
Yurtdışındadır resmi ikametgahın.
Seçimlerin vazgeçilmezisin ama sınır kapılarında kullanırsın oyunu.. Tabi kullanabilirsen !?
Mahkeme tanımaz seni, nedense bilmez yurtdışı adresini!
Vatan hasretiyle gidersin memleketine..
Devletin senin için kapılarda kelepçeli özel karşılama hazırlamıştır…
Ne oldu?
-Hakkında şikayet var! Doğru Emniyetin şefkatli kollarında bulursun kendini…
Habur’da kapılarda karşılanıp yargılanırken eşkiyalar!
Vatana döviz kazandıran gurbetçisin, sen çekeceksin gurbette olmanın cezasını….
Hala öğrenemedin mi Vatan sevgisinin ülkende suç olduğunu ?!
Öğrenemediysen ellerine vurulan kelepçelere soracaksın;
Nedir ille de Vatan aşkı? diye
Tutulduğun yerde değil, şikayet edildiğin yerde verecekmişsin ifadeni!
Ülken Avrupa Birliği Uyum Yasasını imzalamış, elektronik ortamda yargılanabilecek vatandaşım diye açıklamalar yapmış büyüklerin…
Sen, hayvanların taşıma araçlarına getirilen standartlardan uzak, havasız tecrit araçlarında dolaştırılarak 26 saatte götürüleceksin ifade vereceğin yere….
Ve sonuç : ‘Pardon!’ olacak ve Türkiye’deki hukuksuzluk düzenine bir ‘Pardon’ daha eklenecek…
Şimdi özgürsün….! Gez dolaş uğruna canını vermekten çekinmediğin vatanını…
Gurbetçisin diye kendi sıfatına bakmadan seni küçümseyenlerin arasında güzelliklerin keyfini çıkar…
Ya da dört duvar arasında Yıldırım Başkanın dediği gibi;
‘Burası Türkiye, özgürlüğüne kavuşunca benim için sahanda yumurta yapıp ye’ sözünü hatırla ve kır yumurtaları sahana….
Seçimden seçime hatırlandığını unut, gözü kapalı ver oyunu akla karanın karıştığı yerlere!
Bana sorma nereye diye,
Ben babamın mezarındaki menekşeleri okşarken
Yokluğumu babama hissetirmeyen Emmoğlu’na söyledim,
Hukuksuzluğa karşıdır benim oyum, haksızlığa karşıdır…
Cehalete değil aydınlığadır…
Yemin etmişim hem Atama hem de mezarı başında babama,
Mücadelem yetimin hakkını har vurup harman savurana,
Emmoğlu Sen dikkat et menekşeler solmasın,
Tonajının ayarı kaçmış olan yengen,
Asparagas haberlerle kafa yormasın.
Güzelim İzmir Havasında kendi pisliklerinin içinde boğulanlara aldırma sen,
Ben sağ salim cennetime,
Geldim Emmoğlu…..
Not: Değerli okurlar yaz dediklerinizi yazdım. Gönderdiğiniz e-postaları yazmaya ve yorumlamaya da devam edeceğim..
Kalın sağlıcakla…