Borç dehlizi büyük olunca yama tuturmak zor olur. Geçtiğimiz yıllarda, Almanya, Yunanistan´a Avrupa Birliği (AB) tarafından yapılan ekonomik yardım konusuna önce karşı çıktı sonra yardım eli uzattı.
Yunanistan´da kendi çapında ekonomik önlemler aldı.
Şimdi sırada, Yunan Hükümeti tarafından, Uluslar arası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği´ne (AB) borç yapılandırması için talepte bulunmak var. Yunan Hükümeti iddiaları reddetse de gidişat bu yönde.
Yunanistan´da basın, ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner´ın, Yunanistan´ın borçlarının uzun vadeye yayılmasına sıcak baktığı yönündeki açıklamalarını haber olarak okuyucularına duyurdu.
Her ne kadar borç yapılandırmasıyla ilgili söylentiler Yunanistan´ın Maliye Bakanı ve üst düzey IMF ve AB yetkilileri tarafından reddediliyor olsa da ateş olmayan yerden duman tütmez demek gelişmelerin yönünü belirlemektedir.
Piyasalar yükselmekte olan dumanı nasıl algılıyor derseniz ?
Yetkililer doğrulamasa da Yunanistan´ın borç yapılandırmasının ardından Euro/Dolar paritesinde hızlı bir düşüş oldu. Euro/Dolar 1.4372´den yüzde 0.5´lik düşüşle 1.43 sınırına geriledi. Daha sonra toparlandı ve 1.4330-1.4340 seviyesinde kaldı.
Yunanistan´ın borç yapılandırma talebi ülkenin risk primini de arttırdı. ( Yunanistan risk primi : 1248 puan.)
Euro Bölgesi´nde ekonomik açıdan yaşanmaya devam eden olumsuz gelişmeler Euro´yu baskı altında tutuyor. İrlanda, Portekiz, İspanya gibi borçlu ülkeler Yunanistan´ın ardından borç yapılandırmasında bulunur kaygıları piyasaların Euro üzerindeki endişelerini tetikliyor.
Euro Bölgesi, bal üretemeyen arısı Yunanistan ve diğer üye ülkelerin borç krizi ile baş edemiyor.
ABD´nin uzun vadeli kredi notu görünümünü ise Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor´s (S&P), tarafından “durağandan” “negatife” çevirdi.
ABD´nin “AAA” olan uzun vadeli ve “A-1 ” olan kısa vadeli kredi notlarının teyit edildiği, uzun vadeli kredi notunun görünümünü ise “durağandan” “negatif”e düşürüldüğü bildirildi.
ABD´li politika yapıcıların, ülkenin orta ve uzun vadeli bütçe güçlüklerini çözmede anlaşmaya varamama riski bulunduğunu S&P, yaptığı yazılı açıklama ile kamuoyuna duyurdu.
S&P, en az üçte bir olasılıkla iki yıl içinde ABD´nin uzun dönem notunun düşürülme ihtimali olduğunu da belirttiği açıklama piyasalarda etkisini hemen gösterdi.
Borsalar bu açıklamalar ile sarsılırken altın rekorunu yeniledi.
Küresel ekonomi yeni bir haftaya şoklarla başlarken, Finlandiya´da genel seçimler yapıldı.
Yapılan genel seçimlerin sonuçlarına göre, milliyetçi True Finns Partisi´nin oylarını yükselterek hükümete girme ihtimalini arttırmıştır.
Seçim sonuçlarında ortaya çıkan tablo ise, Euro Bölgesi´nin mali yardım politikasını sıkıntıya sokma riski yaratmaktadır.
Yunanistan´ın geçen yıl aldığı mali yardıma katkıda bulunan Finlandiya; İrlanda´ya ve Portekiz´e de yardımda bulunulması için kullanılacak kurtarma fonuna katılacağı garantisi vermişti.
AB´nin en istikrarlı ekonomilerinden biri olan Finlandiya´nın, mali yardım paketlerine katkıda bulunması ülkedeki birçok seçmeni öfkelendirmişti.
Euro Bölgesi Ülkelerinin ekonomik yapılarının ´iyiler ve kötüler´ olarak değerlendirmeye alınması ülke seçmenlerini radikal kararlara yöneltmektedir.
Refah düzeyi geçmiş dönemleri aratır olunca insanların siyasi görüşleri ırkçılık akımına doğru sürüklenmektedir.
Bölge ekonomisinde asıl sorun nedir derseniz ?
Euro Bölgesi´nin yaşanabilecek olası yeni ekonomik krizlere hazırlıklı olmayışıdır.
Bu durum Avrupa Merkez Bankası´nın (ECB) bölgedeki bankacılık sistemine dair endişelerini arttırmaktadır.
Avrupa Birliği´nin (AB) lokomotifi Almanya´dan gelişmelerle ilgili gelen açıklamalar ise Yunan Hükümeti´nin kendi isteğiyle borç yapılandırmasına gitmesini açıkça desteklediği yönündedir.
Yunanistan´ın Uluslar Arası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği´ne (AB) ekonomik krizden çıkış yolu için borç yapılandırmasında bulunması ülkenin felaketi değil kurtuluşu olacaktır.
Bu durumda en aklı selim düşünce ve kararlılık,
´Olmayınca olmuyor´ gerçeğinin kabullenilmesidir…