Öne çıkanlar
Erhan Yurdayüksel: Yol Arkadaşı…

Erhan Yurdayüksel: Yol Arkadaşı…

Yol arkadaşlığı görünmezlik iksiri gibi oldu…

Bu sözün anlamını bilmeyenlere,

Günde üç kez güler geçerim…

Aynaya baktığı halde görmez kendini.

Bak yüzünün sol yanı orada deseniz!..

Güvenmez eliyle yoklar sağ yanağını.

Sözle herşeye tamam der!…

Ama yapmaz daraltır insanın içini…

Mücadele, doğa çevre, insanlık içindir…

Ölü toprağı serpilmiş gibi…

Biraz geriye bakıp düşünse kaybedilenleri…

Sabır taşı olsa çatlar insan vurdum duymazlıkları gördükçe…

Bu arkadaşların muhteşemlik anlayışı yükselen binalar, marka otolardır.

***

Bir sabah kalktık; Yüzümüzü yıkayacak su yok!..

“Baraj” tükenivermiş…

Hani nasıl olsa yağar yağmur beklentisi,

Ya yağmazsa onu hiç düşünmez…

Efsane kahramanlar yaratır kendince,

Ansiklopedik bilgileri “telefonuna” bakarak konuşur,

Bilim insanlarına taş çıkartır aklınca…

Sorarım tabi arada:

“Ekoloji, kalkınma, hak, hukuk?”

“Bunlara ayıracak zamanın var mı?..”

Meğer tüm zamanını bunlar için harcarmış!..

Sözün bittiği yer; Peki ben niye görüp anlamıyorum…

Görünmezlik iksiri işte…

Zamanını boşa geçirmeyen falan değilmiş, aslında…

Çakma bukalemun tarifi gibi…

Ekonomik sorunlar, ‘korona’dan ölen insanlar, katledilen canlılar…

Mahalleli, köylü sahip çıkıyor çevreye, topraklarına…

Yakın zamanda mahkemeye verdiler,

Köylerine göz dikip doğayı katledenleri…

Çevreci avukatlarla kol kola,

“Bu dünya bizim kirletmeyelim” diye haykırdılar…

Yoksa sen yine görülmez olarak mı katıldın aralarına?..

Nerelerdesin yazacaktım ilan tahtasına!..

***

Ve yaşam alanları bizim …

Geçen sene parklarda koşup oynayan çocuklar vardı…

Polis kuşatması yoktu yollarda.

Görünmez bir istila ordusu sardı etrafımızı,

Düşman ne tarafta bilen yok…

“Korona aşısı gelecek dertler bitecek”

Beklentisi başladı insanlarda…

Ortalık yangın yerine dönmüş…

Ağaçların altına oturmuş çaresiz

Analar, kızlar ağlayarak ağaçlarının

kesilmesini, ormanın bir maden ocağına

dönüşmesini seyrediyorlar…

Etrafta ahali yok mu derseniz… Var!..

Kasasında kesilen ağaçlar, moloz, taş, toprak yüklü,

Şantiyenin kamyonları köye tam gaz girerken,

hızını kesemeden geçip gidiyor köy meydanından.

Oysa bu kamyonlar,

Patlıcan, domates, biber, sebzeler,

mevsimine göre meyveleri taşırdı bir zamanlar.

Komutan bile görevini yaparken sesli düşünüyor o an…

“Domates, biber, lahana, salatalığı çok güzel olurdu buranın…”

Etrafta Analar, kızları, az sayıda kalabalık ve görünmez olanlar…

Demek ki yanlız benim yol arkadaşım değilmiş görünmez olan…

İnsan bilemiyor, kavun misali!..

Zaman herşeyin ilacı derler, ayni zamanda göstergesi…

Ahali de bıktı görünüp, görünmez olmaktan yani…

Olsun…

Yeni yol arkadaşlarıyla,

Can bedenden çıkmadıkça…

Mücadelemiz Hak yolunda,

Ekoloji, kalkınma, sıfır karbon, iklim değişikliği…

Sahip çıkalım, topraklarımıza, ağaçlara, sularımıza…

Doğa bizimdir unutma!..

***

*Koronavirüs salgını boyunca bizler için canları pahasına mücadele veren

Sağlık Çalışanlarına Minnet Borçluyuz…

Erhan Yurdayüksel

15.12.2020

Benzer yazılar