Uzun yıllardır ‘A tepesine’ gitme olanağım olmadı.
Çünkü ‘aman ormancı’ türküsü aldı beni götürdü A tepesine.
Tıpkı ‘Çökertme türküsü’ gibi…
Bazen türkülerin inanılmaz iletişim gücüyle giderim oralara.
Gökten yıldızların yağdığı gecelerin anıları canlanır gözlerim de.
Genelde çökertme türküsünü çift,
Ormancı türküsünü hiç tanımadığım kişilerle birlikte,
paylaştığım ama pandemi sonrası hayal olan o sahneler…
O mutlu günün sabahında A tepesine doğru yapılan gezintiler.
‘A tepesi’!..
Gölcük Yaylası’nın simgesi olan 1200 metre yükseklikteki Gölcük Gölü’nü tepeden gören bölge.
2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün İzmir’in Ödemiş İlçesini ziyareti sırasında göl manzarası
karşısında hayranlığını gizleyemeyerek “Aaa” dediği için “A Tepesi” olarak anılan tepe.
Maalesef ‘Gölcük Gölü’ de etkilendi iklim değişikliğinden, kuraklıktan.
İşte o gezintilerden birinde yanıma yaklaşan ormancı, piknik yapan aileyi gösterip;
“Yine yakmışlar mangalı…”
Ve mangalın başındakilere seslenip “çabuk söndürün o mangalı, bilmiyor musunuz yasak!” demişti.
Mangal başındaki kadın ormancıya dönerek hışımla ;
-‘Ayıp yaaa…’ diye bağırmıştı.
Ormancı şaşkın, bizler şaşkın !..
Düşünüyorum da ayıplanması gereken kim ?
Ormanı, doğayı, ağacı, yaşamı koruyup sahip çıkan mı?
Yoksa ‘sahip’ çıkanı ayıplayan mı?
Onca ormanın sahipsiz kaldığını düşünürsek!
Bu ayıp duyarsızların, çıkarcıların, hadsizlerin, hainlerin ayıbı aslında.
İşte bu ayıba el attı, Avrupa Komisyonu’nun duyarlı lideri.
Nasıl mı?
Avrupa Komisyonu, orman alanlarının tahrip edilmesiyle
üretilen ürünlerin ithalatını engellemeye yönelik düzenleme yaptı.
AB Komisyonu Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde hazırlanan toprak stratejisi,
ormansızlaşma ve atık yönetimini içeren düzenleme paketini tanıttı geçen gün.
Pakete göre, AB piyasalarında satılan ürünlerin orman tahribatına neden olmaması sağlanacak.
Söz konusu ürünleri AB piyasalarına getirenlerin
gerekli özeni göstermesini sağlamak için katı kurallar uygulanacak.
Piyasaya sağlanacak söz konusu ürünlerin üretildiği arazinin
coğrafi koordinatları toplanacak ve biri bizi gözetliyor sistemindeki gibi denetlenecek.
AB Komisyonu, bu ürünleri üreten ülkeleri sınıflandıracak.
İşte böyle, sahipsiz değil ormanlar.
Türkiye’nin sadece mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatının 3,7 milyar dolara yükseldiğini
hesaplarsak diğer orman ürünlerinden elde edilen milyarlarca doları da bu hesaba ilave edersek,
rantçıların bile ormanlarımızı yakmak yerine gözü gibi bakması gerektiğini anlarız.
Sahip çıkmamız gereken dört bir yana dağılmış ormanlar,
asla ilgisiz kalamayacağımız yaşamlar, sevinçler, acılar, sorunlar…
Ve tertemiz bir doğa istiyorsanız,
daha da fazla ‘ayıp’ etmeden sahip çıkalım ‘Dünya’ mıza!
Erhan Yurdayüksel
21.11.2021