Herkes için temel gündem konusu ekonomik kriz oldu. Halk deyiminde ´Para Para Para´ dendiğinde akla gelen Napolyon günlük yaşantımızın içine yerleşti. Yemez yedirir, içmez içirir, sevgi doludur dediğimiz analar ve ailenin direği kabul edilen babalardan bazılarının çocuklarını sermaye olarak görmeleriyle ilgili haberleri okudukça isyan eder olduk. Ya ailesine şiddet uygulayanlara ne demeli ? “Ekonomik kriz toplumları cinnet geçirir hale getirdi!” bahanesine sığınmak doğru mu ? Ekonomik krizden çocuklar sermaye yapılarak mı çıkılacak ? Gözünü kırpmadan kendi canından bir parça olan evladına kıyan katil zihniyetin savunmasında ekonomik çaresizlikten bahsetmesi kadar saçmalık olabilir mi ? Zalimliğin kılıfı kriz mi olmalı ? Günümüzde sevgiler bile para karşılığı verilen siparişlerle alınır, satılır oldu. Yakında gazetelerin küçük ilanlar sayfaların da satılık ´Anne sevgisi aranıyor´ veya ´Sahibinden satılık evlat sevgisi´ ilanını okursanız hiç şasırmayın. Ananın oğula, kardeşin kardeşe para için düşman olduğu toplumlarda hangi değerlerden söz edilebilir ?
Tehlikeli esaret
Ekonomik kriz bahanesiyle toplumda yaşanan olumsuzluklarla hiçbirimizin içine sindiremediği paranın esareti ve ´ağlarsa param ağlar´ zihniyetinin ortaya çıkardığı korkunç tablo ürperti vericidir. Değerlerini yitiren toplumların sonu hiç bir maddi değerle ölçülemeyecek derecede hüsran olmamış mıdır?
Almadan vermek Tanrı´ya mahsus
Tüketimi ilke edinmiş ve her alanda sınırsız harcama alışkanlığına yöneltilerek çaresiz bir görüntü sergileyen insanlarımız bir an önce toparlanma gayreti içine girmek zorundadır. Zenginleşme ve refah artışının sağlanması çalışmakla, üretimle olur. Üretmeden tüketilince yaşanan sıkıntılar çok daha ağır bir şekilde ortaya çıkmaz mı ?