Temel gıdaların üretiminde söz sahibi olan ülkeler tarafından bu gücün silah olarak kullanılmaya başlanması Dünya´da giderek tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır.
Küresel ısınmanın etkisiyle yaşanması muhtemel gıda krizi olasılığına karşı hazırlıklı olmak gerekliliğinin bilinciyle, gıda zengini ülkeler ellerindeki ürün üzerinden, aldıkları kararla gıda sıkıntısını uzun vadelere yaymaktadır.
Bu ülkelerden Rusya, elindeki buğday ile dünya emtia borsasını yönetmekte; Rusya´nın buğday restini gören Çin, en büyük gıda tüketicisi olarak alım yapmama tehditleri savurmaktadır.
Dünya´da baş gösteren ciddi gıda sorunları karşısında Avrupa Birliği ise, korumacı önlemleri tartışırken, Asya ve Ortadoğu ülkeleri gelişen orta sınıfının ihtiyaçları olan temel gıda maddeleri ve özellikle et taleblerini karşılayamamaktadır.
Dünya´da en büyük Manda üreticisi Pakistan´da sel felaketi nedeniyle çok büyük miktarda büyükbaş ve küçükbaş hayvanın telef olması,
Mozambik´te binlerce insanın gıda zamları yüzünden ayaklanması, Rusya´nın, tahıl ürünleri ihracatına yönelik getirdiği yasağı gelecek yıl hasad dönemine kadar uzatması, Rusya´da bu yıl ancak 60-65 milyon ton ürün elde edeceğinin tahmin edilmesi,
(Geçen yıl 95 milyon ton ürün elde edilmişti)
Son 10 yılda artan bir biçimde gıda piyasasındaki oyuncuların insafına bırakılan tarımsal emtia ürünleri, çoğu zaman fiziki nedenlerin dışında fiyat artışlarına neden olurken, piyasaları ele geçiren fırsatçıların, küresel ısınma ile birlikte gıda savaşlarında baş rolü oynadıkları görülmektedir.
Bu fırsatçılar, gelişmekte olan ülkeleri kendilerine kazanç kapısı olarak (Zararlı kimyasallar, insan sağlığına zararlı tohumlar v.b) seçmiş ve bu ülkelerin zaman içinde temel gıdalarını (Buğday, prinç, şeker, et, süt, v.b.) bile ithal eden ülkeler haline gelmesine neden olmuştur.
Tarımsal üretimdeki gücün bundan böyle ülkelerin gücü olarak karşımıza çıkacağı bilinen bir gerçektir. Küresel gıda savaşlarına karşı öncelikle kendine yetebilir üretim politikalarından uzaklaşan ülkeler de basiretsiz yöneticileriyle birlikte malesef savaşı baştan kaybeden ülkeler olarak tarih sayfalarında yerlerini alacaktır.
Not: Tüm okurlarıma, huzur ve mutluluk içinde ´Hayır´lı Bayramlar dilerim.