Dünya’da artmakta olan gıda fiyatlarına çözüm bulmak için
Geçen hafta G-20 tarım bakanları Paris’te toplandılar.
Ne kısırlaştırılmış tohumlar ne de Genetiği Değiştirilmiş Tohumlar (GDO) gündemde yer almazken, geçen yıla oranla yüzde 37 artan gıda fiyatlarının çözümünü aramak mizah dergilerine kapak konusu olacak nitelikte. Yine de bazı gerçeklerin ele alınmış olması bile ümit vericidir.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ nin deyimi ile küresel gıda sorunu ;
‘Liderlerin harekete geçmesini gerektiren baş belası bir durum’muş.
Küresel tarım piyasalarında genelde gizemli ve puslu hava hakimdir nedense.
Bu durum gıda fiyatlarının artmasına sebeb olurken, gıda üretimini de ciddi şekilde etkilemektedir. Çiftçiler ürettiklerinin karşılığını alamazken, tüketiciler hızla artan gıda fiyatları karşısında temel ihtiyaçlarından bile kısıntı yapmaya başladılar.
Yaşlı yerküremizdeki kendi kendine yeten ülkelerin yanlış tarım politikalarıyla üretimden uzaklaşarak ithalata yönelmesinin faturası tüketicilere sadece yoksulluk olarak yansımaktadır.
Toplumların kabullenemeyeceği en kötü kabus senaryosu açlık ve sefalettir.
Yerküremizde durdurulamayan gıda fiyatlarındaki artışlar olmasını istemediğimiz kötü senaryoları hayata geçirebilir.
Küresel gıda piyasası belli bir kesimin düzenlemelerine terk edilemeyecek kadar önemlidir. Yirmibirinci yüzyılı yaşayan dünyamızda hala mahsullere dayalı veri tabanının olmayışı düşündürücüdür.
Bazı ülkelerin kıtlıktan nemalanmak adına ürün ihracatlarına getirdikleri yasakların G-20 zirvesinde dile getirilmesi sevindirici bir gelişmedir.
Ukrayna ve Rusya geçen yıl kuraklığın mahsule zarar vermesi üzerine ihracatını kesmesi buğday fiyatlarının yüzde yüz artmasına neden olmuştur.
Dünya Bankası verileri, küresel gıda fiyatlarındaki artış 2010 yılının Haziran ayından bu yana günde 1,25 doların altında yaşayan yoksul sayısını 44 milyon daha arttığını bildiriyor.
BM verilerine göre ise, ülkeler gıda ithalatına bu yıl 1,29 trilyon dolar harcayacak. Bu rakam, ülkelerin gıda ithalatına geçen yıl yaptığı harcamaların yüzde 21 daha fazla olacağını göstermektedir.
Ekilebilir arazilerin yüzde 65’ini, küresel hububat üretiminin yüzde 77’sini kontrol eden G-20 ülkelerinin Tarım Bakanları Paris toplantısında;
*Tarım ürünlerinde görülen fiyat değişkenliğine ve açlığa karşı mücadele etmenin yanısıra, küresel bir tarım politikası oluşturmak konularında uzlaşmaya vardı.
*Dünya’nın en güçlü beş ekonomisinin de tarım üretimini artırmak konusunda anlaşma sağladığı söz konusu ülkelerin özellikle buğday üretimini geliştirme çabalarını koordine etmek üzere uluslararası bir inisiyatif oluşturacaklarına,
*Meteoroloji ve rekolte öngörülerini iyileştirmek için uyarı sistemi kurmaya ve tarım piyasası üzerinde veri tabanı oluşturulmasıyla ilgili çalışmalar yapmaya karar verdi.
*Veri tabanı oluşturulması çalışmalarının, ülkeleri tarım üretimlerine ilişkin bilgilerini paylaşmaları konusunda teşvik etmesi bekleniyor.
Hindistan ve Çin, bilgilerin paylaşımı konusunda yakın zamana kadar çekimserlik gösteriyordu.
Yeryüzünde, havasıyla, suyuyla aynı gemideyiz …
Gıda en önemli sorunumuzdur,
Günümüzde, savaşlara neden olan petrol..
Geleceğin su, hava ve gıda enerji savaşlarının habercisi adeta..
Küreselliği kendimize uzak görsek de…
Küreselleştiğimizi sandığımız anda kendi benliğimizden uzaklaşırken..
Bizim bildiğimiz çöplüğümüzde eşelenmeye devam etmek..
Bazı şeyleri kabullenmek istememek…
Oysa gerçek yolculuk nereye ?
Farkında olmadan …
Meçhule doğru yol almaktayız hepbirlikte ve aynı gemide…