Belçika’da yaşayan Türklerin anavatanla ilgili sorunları vardı.
Bulundukları yerde resmi mercilere dertlerini anlatmaya çalışan vatandaşlar, sorunlarına çare bulmayan yetkililere
kızmaya başladılar.
Kimileri bir heyet oluşturup anavatanın yolunu tutmak istedi,
Kimileri de “Bizi oralarda kimseler dinlemez” deyip derdine yanmayı yeğledi.
Göçün 50.yılında tersine göç fırtınası öncesi sessizliği var sanki ortalıkta.
İşsizlik, ticaretle uğraşanlara uygulanan baskı, aşırı vergiler,
‘Evimi, iş yerimi satsam Türkiye’de şu kadar daire, dükkan alıp kiraya versem geçinirim’ düşünceleri.
Kahvelerde, restoranlarda, pide salonlarında hararetli tartışmalar sürüp gitmekte.
Ve bir umut ışığı…
Türkiye’den Başbakan Yardımcımız ve Devlet Bakanımız geliyormuş sevinci sarıverdi ortalığı.
Hareket başladı,
Ters göç için hazırlıklara başlanmalı mı ?
Tersine göç hakkında büyüklerimizin düşüncesi nedir ?
Telaşla, heyecenla, başladılar Başbakan Yardımcımız ve Devlet Bakanımızı beklemeye.
Yeni takım elbiseler, gömlekler alındı, traşlar olundu.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanımız Bülent Arınç Brüksel’e geldi.
Vatandaşlar nasıl olsa bir yerde toplanıp konuşmak üzere bizi çağırırlar diye bekledi,
Haber geldi yakında bir yerde işadamları ile yemeğe katılacakmış diye,
Eh bizleri oralara almazlar yemeğini yemesini bekleyelim dediler,
Camiye gelip namaz kılacak diye duydular hemen camiye gidip saf tuttular.
Sabah kaldığı otelde davetlilerle kahvaltıya katılacakmış diye otelin kapısına kadar gittiler
Beklediler otelin kapısında, çıkışını görüp anlatırız derdimizi dediler,
Devlet bakanı ve Başbakan Yardımcısı otelden çıkıp hızla aracına bindi ve araç uzaklaşırken,
“Sayın Bakanım, Sayın Büyüğümüz” diye seslenenlere gülümseyerek el salladı,
Arkasından şakşakcılıktan kızaran ellerini sallayarak yolcu edenlere,
Araçlarına yetişip konvoy yapanlara baktılar,
Konvoy hızla gözden kaybolunca,
Evlerinin yolunu tuttular.
Merak edenler sordu ;
Ne oldu? Anlatabildiniz mi derdinizi? diye..
50 yıl önce memlekette Ankara’dan Trenle gelecek büyüklerimizi beklemekle,
Günümüzde uçakla Ankara’dan gelecek büyüklerimizi beklemek,
50 yıldır gurbette belki bu sefer sorunlarımızla ilgilenirler diye beklemek,
Kısaca hep beklemek…
Göçün 50. yılında buralarda çok şeyler değişmesine rağmen bizlerde değişmeyen tek şey ise,
Derdimizi dinlemeden sessiz çoğunluğun yanından el sallayarak geçip giden büyüklerimize, vekillerimize,
Selamsız Bandosu misali sadece alkışlayıp selam durmak. ..
|