Kahvaltı saatlerinin vazgeçilmeziydi.
Her sabah bir başka heyecanla ele alınır ve bir solukta okunurdu.
Günümüzde ise habercilik, dijital devrim koşullarına ayak uydurmuş durumda. Geleneksel gazetecilik için dijital çağın hem olumlu hem olumsuz sonuçları olduğu gerçeğini bir tarafa bırakırsak, ekonomik açıdan bir dönemin de sonuna gelinmek üzere.
Haberin mobil cihazlarla okuyucuya anında ulaşması,
Akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar, yeni otomobillerdeki internet donanımı, en ücra köşelere kadar ulaşabilen internet ağı ve mobil erişim arttıkça sosyal ağlara olan ilginin de artıyor olması haber trafiğinin hızını da beraberinde yükseltiyor.
Olay yerine muhabir gitmeden olayı görüntüleyen vatandaşlar .
Özel çekimleri ajanslarla paylaşan meraklılar.
Yaratıcı kabiliyetleri ile işin profosyonellerine taş çıkartırcasına çaba sarfedenler.
Tüm bunların hepsi bir araya gelince haber kargaşasının içinde boğulan ve doğru bilgiyi okuyucusuna aktarmaya çalışan gazeteciler…
İşte bu aşamada ortaya çıkan geleneksel habercilik gerçeği.
Gerçek haber arayışında öne çıkan güvenilir kaynaklar, isimler, markalar.
Son zamanlarda ortaya çıkan haber kirlilikleri, yandaş, taraf ve çıkar ilişkileri gerçek gazetecilerin çekiciliğini artırdığını ve klasik gazeteciliği güçlendirdiğini gösteriyor.
Örneğin, akıllı telefonlarından ya da tablet cihazlarından, geleneksel bilgisayarlar üzerinden habere erişen her 10 kişiden sekizi, haberin güvenilirliğini teyid etmek için güvendiği kaynaklara yöneliyor.
Yeni mobil platformlar ve sosyal medya kanallarında yaşanan patlama, haber kurumlarının yetişmesini gerektiren yeni bir teknolojik alan doğurdu. Bazı haber kurumları bu yönde atak yaparak Google, Amazon, Facebook, Apple ve benzeri kurumlarla işbirliğine gittiler.
Haber kurumlarının yaşam kaynağı olan reklam gelirlerinin geçtiğimiz yıl yüzde 67.5 gibi yarıdan fazla payını internet reklamcılığı aldı.
2015 yılında, Facebook’un her beş dijital reklamdan birinin satışını yapması beklendiği varsayımından yola çıkarsak, dünyadaki dev reklam pastasından aslan payını sosyal paylaşım sitelerinin alacağı gerçeğini görürüz.
Sosyal medya karşısında haber endüstrisi, basın sektörünün lideri değil takipçisi olduğu gerçeğini de kabul etmek gerekir.
Fakat sosyal medyada habercilik, habercilikte sosyal medya eksikliği de okuyucu tarafından hissediliyor.
Facebook’un Washington Post gibi medya devini almayı düşündüğü bir dönemde, daha küçük medya şirketlerinin hayatta kalması mümkün olabilecek mi?
Ya da sosyal medyanın haberciliğe soyunması eksikliği giderebilecek mi ?
YouTube’un orjinal içerik üreticisi olma planları kapsamında Reuters’la yaptığı işbirliği, Yahoo’nun video sağlayıcısı olarak ABC News’le anlaşması, AOL’in kendi içeriğini üretmekte başarısız olduktan sonra Huffington Post’u satın alması, Facebook ise “Social Reader” uygulamasının devreye girmesiyle, Washington Post, Wall Street Journal, Guardian gibi gazetelerle ortaklık kurması, hatta Facebook’un kurucularından Chris Hughes, 98 yıllık New Republic dergisini satın alması sosyal medya ağının haberciliği ele geçirdiğinin kanıtı değil midir ?
Sosyal medyanın ataklarına karşı Associated Press, 20’den fazla haber şirketiyle lisans anlaşmaları yaptı. ABD’deki gazetelerin yüzde 10’u dijital abonelik sistemine geçti. Yayıncı kurumlar, üçüncü kişileri aradan çıkarmak amacıyla dijital pazarlama ve danışmanlık çalışmalarına başladı. Financial Times ve Boston Globe gibi birkaç kurum ise HTML 5 kullanarak ürettikleri mobil sayfalarla Apple ve Google’ın kontrolündeki uygulama ‘app’ dünyasına alternatif geliştirmeye çalıştı.
Buna rağmen yeni dijital alanlarda ilerleme sağlayan haber kuruluşlarının sayısı çok az. Bugüne kadar haber kurumları okuyucu ve izleyicilerle ilişki kurmak, bilgi almak ve kendilerine ait olmayan içeriği paylaşmak amacıyla genelde Twitter’ı kullanmaktalar.
İnternetteki okuyucunun artışıyla basılı gazetelerin tirajındaki ve reklam gelirlerindeki düşüşün devam edeceği kaçınılmaz. Avrupa’da bir dönem ciddi tirajlara ulaşan, Türkçe yayın yapan gazetelerin birer birer yayınlarını durdurduklarına şahit olmaya devam ediyoruz.
Gazetecilik sektörü 2000’den bu yana yüzde 43 küçüldü.
Haber endüstrisi, yeni kazanç modeline yakınlaşmış değil.
Dahası, teknoloji endüstrisindeki rakiplerine karşı kayıpları gün geçtikçe artış gösteriyor.
Diğer taraftan, haberin insanların hayatlarında daha önemli ve geniş bir alan kaplamaya başladığı yönündeki kanıtlar da artmakta.
Haberciliğin geleceği, güven ve kaliteyi ön plana çıkarıyor.
Yazılı basının geleceği ise, çay ve kahve eşliğinde yaşanacak olan geleneksel gazete okuma keyfinde saklı kalacak gibi.