Avrupa Birliği (AB) Merkez Bankası’nın yeni politikaları ;
Almanya Anayasa Mahkemesi’nin Euro’yu kurtarma stratejisine karşı ılımlı tavrı; Hollanda’da yeni seçilen Euro yanlısı koalisyon hükümetiyle birlikte krizin geri çekilmeye başlamasına rağmen; AB’nin yeni yılda “13” rakamının uğuruna her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olacak.
İngiltere’de büyüme 2013 yılında yeniden başlayacak gibi görünse de, pek çok iç ve dış problemleri halen devam edebilir. Bu durumda İngiltere’ye 13’ün uğuru gerekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin büyümesindeki durgunluk, tarihte eşi görülmemiş şekilde uzun sürdü. Ekonomideki daralma ya da hızlandırılmış büyüme yaşanacağı varsayımından yola çıkarsak; Amerika’nın bilinmeyen sularda yol aldıgı, ülke ekonomisinin şans ve dayanıklılığının 13’ün uğuruna herşeyden çok fazla ihtiyacı olduğu söylenebilir.
Brezilya’da ise, Merkez Bankası’nın geçtiğimiz yıl gösterge faiz oranlarını 500 puan düşürmesi, kurumun enflasyondan ziyade büyüme ile ilgilendiğine işaret ediyor. Böylelikle, Brezilya 20’13’ uğuruyla bu yıla göre daha büyük oranda büyüme gerçekleştirebilir.
Rusya’da ise küresel ekonomideki trendlerin tersine, Rusya Merkez Bankası enflasyonu önlemek için sıkı para politikaları izliyor. Merkez Bankası’nın küresel duraklamanın ortasındaki bu kararı 13’ün uğurunu bozabilir.
Çin’de şu an uygulanmakta olan politik rejim, önümüzdeki aylardaki ekonomik çıktıyı canlandırmaya devam edebilir ve yumuşak inişe uygun bir zemin hazırlayabilir. Ülke yönetimindeki değişikliğin Çin’in ekonomik görünümünde belirsizliğe sebep olduğu gerçeği yeni yönetimin 13’ün uğuruna ihtiyaç duyacağını göstermekte.
Japonya ekonomisinin kaygan bir zeminde bulunduğu, dışarından esen sert rüzgarlar, değeri yüksek para birimi, devam eden deflasyon, reel ücretlerdeki düşüş ve durgun tüketici harcamalarıyla Japonya’nın çok da kayda değer bir iyileşme yaşayamadığı, Japon merkez bankasının parasal genişleme politikasını daha da genişletmeme kararı alması ve Çin ile yaşanan siyasi anlaşmazlıkların endüstriyel ekonomiyi olumsuz etkileyeceğinden 13’ün uğuru Japonya için de önem arzetmektedir.
Güney Kore’de ise, ülke refahındaki gıpta edilecek artışa rağmen, ihracattaki zayıf talep ve yüksek tüketici borçları nedeniyle ekonomik büyümedeki frene basılmasına sebep olabilir. Ülkenin uzun vadede ekonomisini üretim ve imalattan, hizmet sektörü temelli bir yapıya kavuşturması yine 13’ün uğuruna bağlı.
Hindistan’ın ekonomisi potansiyelinin altında seyretmekte.
Ülkenin yüksek büyüme oranına dönüş ihtimali pek olası görülmemekle birlikte, yüksek enflasyon dâhil olmak üzere birçok olumsuz riskle karşı karşıya kalması nedeniyle, hükümetin uzun vadeli büyüme sağlayabilecek yeni reformlar teklif etmesine rağmen sert siyasi muhalefetin varlığını sürdürdüğü ve bu durumun ekonomideki belirsizliğin galip gelmesine sebep olabileceginden 13’ün uğuru, Hindistan için de çok önemli görünüyor.
Türkiye için ise,
20’13’ demir parmaklıklar ardında ‘Adalet’ bekleyenlerin yılı olması dileğiyle,
Mutlu yıllar !…