2018’de Belçika’da 100.000’den fazla şirket kuruldu.
Genç girişimciler son yıllarda özellikle gıda sektöründe başarılı oluyor.
Yenilikler genç girişimcileri rekabet avantajının merkezine taşıdı.
Girişimciler kuruluş aşamasında yeterince adil olmakla birlikte hep daha fazlasını istediler.
Bunlar, “Gimber, Kazidomi, Yugen, Nona, FrOui, Kriket, Beescoop, EnVie, Lili Bulk, Ritchie, efarmz, Yuma, Ferm, Pots de l’îlot, Vega fric, Brewksel, Coup d’barre, Pa’lais, Cutie-pie , Shake eat, Simone a soif, Beerfood ve Le Champignon de Bruxelles” gibi örnek markalar.
Evet, hepsi Belçikalı gıda start-upları ve kurucularının hepsi bir etki yaratmayı hedefliyor.
Moda ile birlikte gıda, girişimcileri tarafından mal ve hizmetleri üretme, dönüştürme ve tüketme şeklimizi değiştiren bir sektör olarak kabul edilmektedir.
Yeni kurulan start-up’lar dünyayı bir şekilde değiştirmek istiyor.
Bunlar, sağlıklı, yerel, sosyal açıdan, sorumlu çevreye duyarlı yiyecek önerileriyle dikkat çekiyorlar.
Belçika ve dünyada organik gıda sektörü için mükemmel bir fırsat var.
Yatırımcılar, girişimciler bu fırsat noktasında buluşuyor.
Tüketici talepleri – organik, vegan, yerel, mevsimlik veya sıfır atık düşüncesi ile
büyük işletmelerin tedarik zincirlerini zora sokuyor.
Oysa genç girişimciler, gıda sektöründe farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Nisan 2019’da AB’de gıda güvenliğiyle ilgili yapılan bir araştırmada, temel gıda ürünlerinde, tesbit edilen;
antibiyotikler, hormonlar ve steroidler, böcek ilaçları, çevre kirleticileri ve gıda katkı maddelerinin toplumu tedirgin ettiği belirtilmişti.
Sağlıklı beslenme gelişmiş ülkelerde bir “mega trend” olarak görülüyor.
Tüketiciler abur cubur ve gıda skandallarından bıktı.
Vejeteryan veya vegan olan tüketiciler girişimçilerin ilgi odağı oldu.
Bu tür girişimleri desteklemek yerel ekonomiyi güçlendirmek için bir seçenektir.
Pandemi döneminde küçükten büyüğe destek proğramlarının yaygınlaştırılması ekonomik istikrar için can suyu niteliğindedir.
Start-up’lar, yerleşik markalarla rekabet kaygısı taşırken büyük perakendeciler yeni tüketim eğilimlerini benimsedi.
Büyük firmaların, küçük girişimcilerin sanal ortamda getirebileceği yeniliklere pandemi dönemi ve sonrasında daha çok ihtiyaçları var.
Start-upların çoğu yiyecek tedarik etmenin yollarını büyük markalarla birlikte çözeceklerine inanıyorlar.
Belçika Carrefour, 800 yerel üreticiyle ortaklıklar kurdu.
Delhaize Marketler zinciri, mağazalarına bir kargo bisikleti şirketi olan Urbike ile gıda teslimatlarını test ediyor.
Colruyt Market, kısa süre önce, bir start-up olan Kriket’in azınlık hissedarı oldu, ayrıca genç girişimcilerin kurduğu bir donmuş patates firması ile ortak oldu.
Tüm bu gelişmeler sonucu, paranın gücü, hayal gücü ve yaratıcılık bir araya gelerek,
Pandemi döneminde yaşanmakta olan ekonomik krize meydan okudular.
Girişimcilik, para ve hayal gücünün çıtasını farklı boyutlara taşıyarak yükseklere aldığımızda;
Avrupa Komisyonu ,”European Green Deal” Avrupa Yeşil Anlaşması fonu ile ilgili çalışmalara pandemi döneminde zora düşen sektörlere destek vermek amacıyla hız verdiğini görürüz.
Avrupa Yeşil Anlaşması, AB’nin ekonomisini sürdürülebilir kılmak için yol haritasıdır.
Bu, iklim ve çevresel zorlukları tüm politika alanlarında fırsatlara dönüştürerek ve geçişi herkes için adil ve kapsayıcı hale getirerek gerçekleşecektir.
Avrupa Yeşil Anlaşması; Temiz çevre anlayışıyla, sürdürülebilir bir ekonomiye geçerek kaynakların verimli kullanımını artırmayı, biyolojik çeşitliliği geri kazanmayı ve kirliliği azaltmayı hedeflemekte, ayrıca gerekli yatırımları ve mevcut finansman araçlarını kullanarak, adil ve kapsayıcı bir geçişin nasıl sağlanacağını bildirmektedir.
AB, 2050’de karbon salımının sıfır olacağı ilk kıta olmayı hedeflediklerini açıklamıştır.
Bunu gerçekleştirmek için politik taahhüdü yasal bir zorunluluk ve yatırıma dönüştüren bir Avrupa İklim Yasası önerilmiştir.
Ekolojik kalkınma hedefine ulaşmak, AB ekonomisinde yer alan tüm sektörlerin,
Çevre dostu teknolojilere yatırım yapması,
Yenilikçi sanayinin desteklenmesi,
Özel ve toplu taşımacılığın daha temiz, daha ucuz ve daha sağlıklı formlara uygun olması,
Enerji sektörünün karbondan arındırılması (Sıfır Karbon hedefi)
Binaların daha fazla enerji verimliliği ile donatılmasının sağlanması,
Küresel çevre standartlarını iyileştirmek için uluslararası ortaklarla çalışılması hedeflenmektedir.
AB ayrıca, yeşil ekonomiye geçişten en çok etkilenen insanlara, işletmelere ve bölgelere yardımcı olmak için finansal destek ve teknik yardım sağlayacaktır.
‘Adil Geçiş Mekanizması’ olarak bir başlık altında toplanan destek proğramı ekonomiden olumsuz yönde etkilenen bölgelerde 2021-2027 döneminde en az 100 milyar euro kaynak sağlamaya yardımcı olacaktır açıklamalarının yanısıra,
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “European Green Deal” Avrupa için Yeşil Anlaşma fonunu 1 Trilyon euro olarak açıklamıştır.
AB Komisyonu Başkanı tarafından yapılan açıklamalar işletmecilerin ve genç girişimcilerin hayal gücünü zorlamaya işaret ediyor.
‘Ekoloji ve Kalkınma’ya gönül veren yatırımcılar, işletmeciler, resmi, özel kurum ve kuruluşlar, STK’lar ve genç girişimciler,
“European Green Deal” projesi için,
“Hayal gücünüzü de yükseltin”
Erhan Yurdayüksel
08.08.2020