Yabancı sermaye kazandığı sürece kazandırır. Kazancı azaldığında ise daha çok kazanacağı yerlere gider. Çünkü adı üstünde ´yabancı´ sermayedir. Sermaye, yabancı da olsa küresel ekonominin olmazsa olmazlarındandır aynı zamanda da ihtiyaçtır. Hele sıcak para oyunlarından uzak yatırıma yönelik olursa isdihdam için gereklidir.
Çin bugün Dünya´da en çok yabancı sermayeyi bünyesine çekebilen bir ülke olup bilinçli yatırımlara kapısını açarken tedbiri elden bırakmayan, alternatiflere önem veren ve akılcıl yatırımlarla adından söz ettiren ülkelerin başında yer almaktadır.
Belçika´yı birer birer terketmekte olan dev kuruluşlar yabancı sermayeye dayalı yapılaşmaya karşı kötü de olsa güncel örneklerdendir.
Binlerce kişilerden oluşan işsizlik ordusuna her gün yeni işsizler eklenirken bu gidişatın sosyal boyutlarını düşünmek bile ürkütücü olmaktadır.
Yabancı sermaye kar amaçlı esen rüzgara yelken açarak Belçika´dan uzaklaşırken ardında gözü yaşlı emekçileri ve kendi bünyelerinde oluşturdukları hizmet sektörlerini de işsizlik yangınında büyüyen alevlerin içine atıp gitmektedir.
Belçika´da yetkililer son günlerde yaşanan olaylarla ilgili çok acil tedbirlerin alınması yönünde yapılan çalışmalar hakkında görüş bildirmektedirler . Zararın neresinden dönülse kardır düşüncesi çoğu zaman çözümü beraberinde getirir .
Gelişmekte olan ülkeler özelleştirme atılımlarını bir kurtarma simidi olarak görmekte. ´Satarım kurtulurum,sattım gitti´değerlendirmeleriyle kendilerini haklı göstermeye çalışan yöneticiler, küresel ekonomik krizin gelişmiş ekonomik yapıya sahip ülkeleri nasıl ve nerelerden vurduğunu iyi tesbit etmelidirler.
Belçika´da yaşanmakta olan Opel ve Carrefour krizi kimseyi kötümserliğe itmesin. Alternatifi her zaman bulunabilecek sektörlerin boşluklarının doldurulması zor olmamakla birlikte Belçika, güçlü alt yapısı ve deneyim sahibi yöneticileri sayesinde bu ve benzeri sorunların üstesinden gelebilecek güçtedir.
Küresel ekonomik krizde gelinen son durumlara baktığımızda;´Attım gitti, sattım gitti´ döneminin yerine ´aldım bitti´döneminin başladığını hala göremeyen var mı?