Son zamanlarda toplumların yönetimine sahip siyasilerin ucuz kahramanlıklarla büyük işler yapmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Küresel ekonomik sorunlar için gündem değiştirme çözümünden başka hiç bir şey yapamayan siyasetçilerin görmek istemedikleri gerçekler ise, toplumların refahı, mutluluğu ve güveninin ekonomik yapının sağlamlığıyla olabileceği gerçeğidir.
Flaman, Valon, Brüksel olarak bölgelere ayrılarak Federatif sisteme geçmiş Belçika´da bazı siyasiler seçimlerde ayrımcılık söylemleriyle oy topladılar.
Kral II. Albert haziran ayında yapılan seçimlerden birinci çıkan N-VA Partisi genel Başkanı Bart De Wever´a Hükümeti kurmak için arabuluculuk görevini verdi.
Bart De Wever´in hükümeti kurma çalışmalarında ön plana çıkan ise Belçika´da zaman geçirmeden yapılması gereken reformlar oldu.
Başta hukuksal ve ekonomik sorunların yanısıra;
Brüksel hariç diger bölgelerde biraz da olsa düşüş gösteren işsizlik sorunu..
Flaman Bölgesinde -9.136
Valon Bölgesinde -1.312
Bruksel +1.812 (haziran 2010 verileri), haziran 2009´dan beri 2.045.
En çok işsizlik Valon Bolgesinde 196.792 kişidir.
Bu rakamın içindeki 33.627 kişi 25 yaşın altında bulunmaktadır.
98.825 kişi uzun zamandır işsizdir.
Brüksel´de işsizlerin yarısından çoğu iki seneden beri işsizdir.(Toplam işsiz: 77.060 iki senedir işşiz: 41.112 kişi)
Karşımıza çıkan bu rakamlara baktığımızda konunun önemini daha iyi anlamak mümkümdür.
Bu verilerle ayrılık söylemlerini parti politikası haline getirip sonradan çark eden siyasilerin, söylemlerinin gerçeğe dönüşmesinin bir ekonomik intihar olacağını da önceden bilmemeleri mümkün değildir.
Üç resmi dilli Belçika, Federatif yapıya geçtikten sonra ekonomik olarak refah düzeyini ne kadar yakalayabilmiştir?
Küresel ekonomilerde devler birleşirken parça parça bölünmüş ekonomilerle refah düzeyinin yakalanamayacağı da açıkça görülmektedir,
Belçika´da hükümeti kurmakla aracı olarak görevlendirilen ve daha sonra bu görevi devreden ayrılıkçı N-VA Partisi genel Başkanı Bart De Wever ile bugün hükümeti kurmak için çalışan PS Genel Başkanı Elio Di Rupo´nun hazırladıkları raporlardaki ortak noktalarda ayrımcılıktan çok yapılması gereken reformlara ağırlık verildiği dikkat çekmektedir.
Günümüzde küresel ekonomik şartlar dünya ülkelerinin ortak noktaları olmuştur…
Bu şartlar altında ekonomik sıkıntılarla boğuşan AB´nin, üyelerinden dayatmacılık yoluyla talep ettiği yapısal değişiklikleri yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.
Türkiye ve Kıbrıs´da Belçika´daki gibi işlevini yitirmiş, dibe çökmüş yönetim şeklini örnek gösteren, alt kimlik üst kimlik, çift bayrak, Federatif sistem, etnik yapı söylemleriyle toplumu huzursuz eden demode siyasilerin de küresel ekonominin ortak noktasını iyi özümsemeleri gerekmektedir.
Ekonomi ve siyaset bilminin ortak noktası toplumların huzur ve refahının üst seviyelere taşınmasını şart koşarken, geleceğe umutla bakmak isteyenler;
Toplum çıkarlarından çok kendi çıkarlarını düşünen Zübüklere ,
´Zübükler Dünya´ya hükümdar olmaz´
Diyebilmeli ve vekillerine (siyasilere) verilecek olan vekaletleri (oyları) ile bunu gösterebilmelidir…