Ekonomik krizle ilgili yorumcu enflasyonu yaşanmakta. Ekonomi eylülde dip yapar diyenleri mi ararsınız, ekimde şıçrar, tavan yapar diyenleri mi ? Son zamanlardaki yorumlarda ne ararsanız var. Yorumcuların çoğu felaket tellallığını çok sevdiler . Piyasaların morale ve desteğe ihtiyacı var. Nedendir bilinmez ama krizin bu yönüyle hiç ilgilenen de yok
KRİZDE ARTAN İŞSİZLİK
Ekonomik küresel kriz blançosuna şöyle bir göz atarsak, gelişmiş ülkelerde 15 milyonu bulan işsizlik ve 10 trilyon doları aşkın yapılan harcamaları görürüz ki bu sonuçlar sarsılan ekonominin ciddiye alınması gereken rakamlarıdır.
Günümüzde küresel finansal kaynaklar ve bu kaynakların kullanımı tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri yakından ilgilendirmektedir.
Bugün, işsizliğin artmasıyla ortaya çıkmakta olan sosyal sorunlar ülkelerin siyasi geleceklerini derinden etkileyecektir. O nedenledir ki, ülkelerin ortaklaşa alacakları kararlarla piyasaları çanlandırmaları üretimleri arttırmaları gerekmektedir. Küresel ekonominin çöküşü üretim sahalarında « Yarın ne olur ? » düşüncesiyle paniğe neden olmuştur. Birçok işletme bu panik sonrası aldıkları kararlarla üretimlerine ara vermişlerdir. Tüketiciler ellerindeki değerleri altına yatırıp yastıkaltı güvencesini seçmişler ve beklemeye başlamışlardır. Piyasalar durgun bekleyişleri kaldıracak durumda mı ? Hayat devam ediyor. İhtiyaçlar dün olduğu gibi bugün de var. Peki ne bekleniyor ? Ekonominin çıkışa geçmesi üretime bağlı değil mi ? Üretim işsizliğin çözümü gelir düzeyinin artması demektir. Üretime verilecek her türlü teşvik ülkelere artı yönde geri dönecektir. Çalışarak, üreterek, kazanmak yerine insanları faiz gelirlerine yönelterek yatırımdan uzaklaştıran balon ekonomisinin mimarlarının artık bir kenara çekilmelerinin zamanı gelmiştir. Ekonomik kriz öncesi yaşanan balon düzeni bitmiş ve Dünya´da ekonomik güç dengeleri değişmeye başlamıştır. Küresel ekonomide acil yapılması gereken işsizliğin önüne geçmek ve iş sahalarını hemen faaliyete geçirmektir. Arkasında güçlü destekleri gören işverenlerin morali yerine gelince dişlilerin çarkları dönmeye başlayacaktır. Moral dengesizliğinde gidip gelen piyasalar teşviklerle kendilerine gelecek ve bu sayede yatırımların önü açılacaktır.
KRİZ ÜLKELERİ TEHDİT EDİYOR
Gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde hükümetler, büyümeyi arttırmak için teşvik fonlarına milyarlarca dolar aktardılar. Bu aktarılan fonlara rağmen deflasyon tehlikesiyle karşı karşıya kalan ülkeler gelişmekte olan ülkelerdeki özel mali sektörün varlık değerlerine yatırım yaparak hem bu ülkelerdeki ihtiyaçları karşılamış hemde kendi durağan piyasalarını harekete geçirmiş olacaklardır. Özellikle üretime dayalı yatırımlara ağırlık veren Çin ve deflasyon sinyallerini yakından hisseden Japonya için bu tarz yatırımların önemi büyüktür. Gelişmekte olan ülkeler bu yatırımlar için değişik yatırım araçlarıyla vitrinlerlerini hazırlamalıdırlar. Ülke ekonomilerinin çıkarlarını ön plana alarak yapılacak atılımlar ekonomik krizin sonunu kısa sürede getirebilir.
Bir çok efsaneleşmiş kurum krizle birlikte tarih sayfalarında yerlerini aldılar. « Kalan sağlar bizimdir » diyerek atılımdan korkmadan cesur kararlar alabilen ülkeler uyum içinde ortak kararlar alıp kısa sürede alacakları kararları uygularlarsa piyasaların morali yerine gelir.
Krizde felaket tellallığına soyunmak ekonomiyi düzeltmez. Felaket tellallığının yanısıra bir de ´ya tutarsa´ misali hareket edenler var. Bunlar Nasrettin Hoca´nın göle maya çalması gibi görüşlerini bildiriyorlar. Küresel kriz ortamında olumlu yapıcı ve bilinçli görüşlere ihtiyacı olan piyasalara katkıda bulunmak için gereken yapılmalı ve piyasaların morali yüksek tutulmalıdır.
Not ;Değerli okurlar ,Bayramınızı kutlar, ´Yeni Haber´ Ailesi ile birlikte nice mutlu, sağlıklı, güzel haberlerle dolu bayramlar dilerim.