Bu sene İsviçre´nin Davos kentinde yapılan ve dünyanın seçkin politikacılarını ve ekonomistlerini bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu toplantılarının gündem konularında Çin ve ABD adeta ana başlıkları oluşturdu.
Dünya ekonomisi hakkında bir çok soruna çözüm bulmaya çalışan ekonomistlerin ortak görüşü ise, AB´nin küresel ekonomi içindeki etkisini giderek yitirmekte olduğu yönündeydi.
Dünya ekonomi liginde orta sıralara gerileyip şampiyonluktan uzaklaşan Avrupa, küresel üretimde yüzde 28´lik paya sahiptir. Bu durumda bile Avrupa´nın küresel ligdeki önemi ortadadır.
AB´nin genel yapısına bakıldığında birliğe bağlı bazı ülkelerin borç sorunları nedeniyle ekonomik dar boğaz yaşadığı görülmektedir. Buna rağmen Almanya dünyanın en büyük dördüncü ekonomisine sahip bir ülkedir. Küresel ekonomi liginin üst sıralarında yer almakta olan Çin ise bu sene Almanya´nın ihracatı kadar ihracat yapabilmiştir. Fransa ve İngiltere´nin de güçleri göz önüne alındığında AB´nin akılcıl atılımlarla dünya ekonomi liginde yıldızlar takımı olarak kısa sürede üst sıralarda yerini alması kaçınılmazdır.
Kıta ekonomisinin canlılık kazanması pazar taleplerinin doğru yönlendirilmesi ile mümkündür.
Dinamik genç nüfusuyla, hazır alt yapısıyla, yer altı yer üstü zenginlikleriyle « Türkiye » AB´yi Ortadoğu ve Asya pazarlarına taşıyacak tek ülkedir.
Türkiye´nin AB´ye üyeliği, Avrupa Kıtasının yaşamakta olduğu ekonomik tıkanıklığın giderilmesi için önemlidir.
Yıldız oyunculardan oluştuğu halde gücünü sahaya tam anlamıyla yansıtamayan takımlar yapacakları bilinçli transferlerle elde etmek istedikleri başarılara ulaşmazlar mı ?
Bir sonraki Davos zirvesinde AB´nin dünya ekonomi liginde söz sahibi olarak görülebilmesi için zaman geçirmeden takıma bir yıldızı transfer etmesi çok mu zor ?